Melisa Vardal – Avustralya ve Yeni Zelanda’da yapılan araştırmada sanatkarların yüzde 82’si yapay zekânın gelecekte işlerini ellerinden alacağından korksa da yüzde 38’i yapay zekâyı kullanıyor. Yüzde 54’ü müzik üretim sürecinde yapay zekânın yaratıcılığa katkıda bulunabileceğini düşünüyor. Biz de “Türkiye’de müzisyenler bu mevzuda ne düşünüyor?” sorusunun peşine düştük.
Kimi isimler yapay zekâyı kendi yaratıcılıklarını zenginleştirmek için kullanmanın ehemmiyetini vurgularken birtakım müzisyenler müziğin duygusal derinliğine ulaşamayacağını düşünüyor. Pek çok kişi de yapay zekânın müziğin ticari tarafını tehdit edebileceğini fakat gerçek sanatı etkilemeyeceğini söylüyor.
Beyza Doğuç: “Özgün eserler nadirleşecek”
Yapay zekâyı sık sık kullanan sanatkarlar onu bir araç olarak ele alıp kendi özgünlüklerini merkeze koyduklarında ortaya çıkan yapıtların kendilerine dair olduğunu ve direksiyonu yapay zekâya devretme alışkanlığına düşmenin sanatkarın ‘özgün’ ruhunu giderek söndürdüğünü fark edecektir. Böylelikle burada her sanatkarın bu ‘süper güç’ ile gelen değerli sorumluluğun ayırdına varması ve kendi sanatlarını zenginleştirme maksadı taşıyarak ilerlemesi lazım. Aksi takdirde tıpkı yapay zekâ modelleri kullanılarak oluşan sanatlar tek düzeleşecek ve özgün sanat yapıtları giderek az olmaya başlayacak.
Canan Anderson: “Hata yapmak yeni doğrular üretir”
Yapay zekânın müzisyenlere fikir vermesi ve melodiler üretiyor olması yaratıcılığı engelliyor ve münasebetiyle kolaya kaçmaya sebep olabiliyor. Yaratıcı zekâ her şeyi eksiksiz yapabilir lakin yanılgı yapmak bakışı değiştirebilir. Bu bakış farkı da sanattır. Her şey eksiksiz olduğunda insan denen canlı içinde kaybolur. O yüzden yanılgı yapmak yeni fikirler ve doğrular üretir. Kimi konserlerimde adrenalinle çalacağım yapıtın içine yeni melodiler eklediğimde hem dinleyenler hem de kendim keyifli oluyorum. Bu da büsbütün insani hislerle oluşuyor. Bunu yapay zekâ yapamaz.
Nihan Belgin: “İnsan yaratıma devam edecek”
Yapay zekâ, fon müziği ya da fonksiyonel besteler oluşturma konusunda müzisyenlerin işlerini olumsuz etkileyebilir. Lakin sanat ismine yapılan, sanatkarın ruhundan çıkan müziğin derinliğini karşılayabileceğini düşünmüyorum. Ne kadar gelişirse gelişsin insan tecrübelerinin yansımasına ulaşamayacaktır. Çoğunlukla hisler üzerinden form alan ve dinleyenin hislerini harekete geçiren müzik, insan nefes aldıkça insan tarafından yaratılmaya devam edecektir.
Dengi Dengine: “İlerisi için bir tehdit”
Şu an için yalnızca yardımcı oluyor tahminen ancak ilerisi için bir tehdit. Yapay zekâ müzik kelamı yazıp istediğiniz şekilde aranje edip, vokallerini kusursuz yapabiliyor. Pekala müzisyeni ortadan kaldırırsak geriye ne kalacak? Neyse ki şimdi canlı performans yapan robotlar yok. Hâlâ emekleme aşamasındalar. Bir mühlet rahat üzereyiz. (Yapay zekâ tarafından yazıldı.)
Melisa Uzunarslan: “Yardımlara açığım”
Uzun yıllardır sahnede canlı müzik yapan biri olarak her vakit bedenimin, kaslarımın, zihnimin üretebildiği en ‘kusursuz’ olanı yapmaya çalışsam da birçok ‘kusur’ oluyor ve bu kusurlar bizi insan yapan, hislerimizi aktaran şey oluyor. Bu sebeple ben yapay zekânın sahne performansının seyirci ile olan etkileşimi asla yakalayamayacağına inanıyorum. Stüdyo üretimi kısmında ise kolaylıklar sağlayacağı her şeye sıcak bakıyorum. Hasılı korkmuyorum senden yapay zekâ yardımlarına açığım.
İrfan Alış – Peyk’in solisti (Olta Dayanışma): “Sektör korkmalı”
Müzik piyasasına baktığımızda talebin ne kadarının nitekim ‘müzikle’ ilgili olduğunu sorgulamalıyız. Kendi adıma işimi kaybetmekle ilgili bir şey düşünmüyorum. Zira aslında sanata farklı bir gözle bakıyoruz, işimiz tahta gitarlarla bir şeyler yapıp bunu satmakla ilgili değil. Kendimizi söz ve tedavi etmek için müzik yapıyoruz. Bir makinenin benim işimi daha düzgün yapması beni etkilemez. Lakin, bölüm olarak müziğin yapay zekâdan korkması gerekiyor.